KEKEMELİK NEDİR?
23 Ekim 2018

KEKEMELİK NEDİR?

Kekemelik, sessiz duraksamalar ve kekemelerin ses üretememesi sonucu ortaya çıkan blokların yanı sıra istemsiz tekrarlar, ses, hece ve kelimelerin istemsiz uzamasıyla konuşmanın doğal akışının bozulması sonucu ortaya çıkan bir konuşma bozukluğudur. Kekemelik terimi en çok istemsiz ses tekrarları ile ilişkili olarak kullanılır fakat bunun yanı sıra kekemelik konuşmanın öncesindeki kekemeler tarafından blok olarak adlandırılan olağandışı duraksamalar ve belirli seslerdeki uzatmaları da kapsar. Kekemelik,  akıcı konuşmanın üretimi için gerekli motor dizilerin seçilmesi, başlatılması ve yürütülmesindeki düzensizliktir. Kekeme olan bir çok birey için, tekrarlamalar birincil problemdir. Kekemelik genellikle seslerin fiziksel olarak üretilmesi ve düşüncelerin kelimelere dökülmesi ile ilgili bir problem değildir. Kekemelik sağlıklı bir sözlü iletişimi etkileyecek şekilde geniş bir şiddet yelpazesini kapsamaktadır. Her 4 erkeğe karşılık 1 kadın kekeme bulunmaktadır. Kekemelik, çocuklarda yetişkinlere kıyasla daha çok rastlanan bir olaydır. Okul öncesi cağındaki çocukların %5’i kekemedir.

Kekemeliğin Karakteristiği

Kekemelik bilimsel çalışmalara göre dünyanın bütün kültürlerinde var olan bir konuşma bozukluğudur. Küçük çocuklarda konuşma gelişimi ile birlikte (3-5 yaşlar arasında) ergenlik çağına kadar geçmezse ömür boyu varlığını sürdürür. Kekemeliğin karakteristiği hakkında genel olarak bilinen özellikler; taklidin, salt korku ve stresin kekemeliğe neden olmayacağı, sadece var olan kekemeliği tetikleyeceği ya da genetik olan yatkın bireyin bu konuşma bozukluğunu oluşturmasına katkı sağlayacağıdır. Ayrıca kekemeliğin toplumun belli bir kesiminde var olduğuna dair yeterli kanıt bulunmamaktadır. Her sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel seviyeden insanda kekemelik görülebilir.

Kekemelikte semptomlar 3 ana kategoriye ayrılabilir. Yeni kekelemeye başlayan bir çocukta rahatça görülebiliren hece ve ses tekrarlamaları(İ-i-i-istanbul), bloklar(İ____stanbul) ve ses uzatmaları(İiiiiiiistanbul), kekemelikte çekirdek semptomlar olarak adlandırılır.  Yeni kekelemeye başlayan küçük çocuklarda genellikle bu üç semptomdan başka semptomlar izlenemez. Hatta kekemeliğin ilk başlangıcında sadece hece ve ses tekrarlamaları görülür, diğer semptomların kekemeliğin daha ileri bir aşamada olduğunu gösterdiği varsayımından hareket edilir.. Fakat birey kekemeliğe karşı hassasiyet kazanmaya başladıkça ve duyguları bu sorun nedeniyle etkilenmeye başladıkça diğer semptomlarda görülmeye başlanır.

Bu duyarlılık kekemelikte, yüz, göz tikleri, kontrol el ve ayak hareketleri, utanç duygusu, kelime değiştirme davranışı, korku/kaygı bozukluğu, sosyal ortamlardan sürekli kaçınma gibi ikincil semptomları ortaya çıkarır. Listelenen bu ikincil semptomlar her kekeme de bulunmak zorunda değildir. Sadece biri veya hepsi aynı kekemede bulunabilir. Bahsedilen semptomlar dışında ayrıca gizli / örtülü semptomlar vardır. Bunların bazıları ikincil semptomlarla örtüşüyorsa da genellikle dinleyiciler tarafından kekemelik semptomu olarak algılanmamaktadır. 

Gizli semptomlar başlayıcı kullanmak(Aaa, Iıı, Şey), sorunlu kelimeleri ertelemek, düşünüyor numarası yapmak, sorunlu kelimeyi eş anlamlı başka bir kelimeyle değiştirmek,Sorunlu kelimeyi söylemeden önce ara verip (gerekirse nefes alıp) kelimeyi söylemek, konuşma sırasını başkasına yönlendirmek olarak özetlenebilir.

Kekemeliğin Nörolojisi

Kekemelik üzerine son beyin görüntüleme çalışmaları yalnızca yetişkin kekemeler üzerinde yapılmıştır. Bu çalışmalar kekeme olan bireylerin beyin yapılarında kekeme olmayan insanlara göre çok sayıda farklılık gözlenmiştir. Kekemelerin beyin yapısında ki bu farklılığın kekemeliği mi yarattığı yoksa oluşan kekemeliğin bu normal olmayan yapıya sebep olduğu bilinmemektedir. Kekemeler üzerine farklı beyin görüntüleme çalışmaları farklı sonuçlara sahiptir çünkü bu çalışmalarda farklı teknolojiler kullanılmış ve farklı konuşma görevleri test edilmiştir. Bu farklılıklara ek olarak beyindeki sağ ve sol planum temporale bölgesinde kekeme olmayanlarla karşılaştırıldığında bir asimetri bulunmuştur.

Kekemeliğin Genetiği

En az 25 bilimsel çalışma kekeme akrabası olan kekemelerin, kekemeliğe daha yatkın olduklarını keşfetmiştir.

Kekemeliğin Tedavisi

Genç ve yetişkin kekemelere yönelik birçok tedavi yöntemi bulunmaktadır:  Tedavilerde iki ana yön bulunmaktadır: (1)‘Fluency shaping’ daha çok konuşmayı akıcı hale getirmeyi amaç edinen, kekemelik şeklini değiştiren bir yöntemdir. Konuşma ilk önce tanınamayacak şekilde değiştirilir. Sese giriş yumuşatılır, sesli harfler (vokaller) uzatılır. Konuşma hareketleri çok düşük  kas gerilimleriyle yapılır, nefes alıp verme kontrol edilir. Gittikçe bu konuşma türü doğal bir konuşma üslubuna uyarlanır. Konuşma tekniği zamanla otomatikleşse bile konuşmanın sürekli kontrol altında kalması şarttır.

(2)Kekeme tedavilerinde kullanılan ikinci yöntem ise kekemeliğin ortaya çıkmasında daha iyi tepki gösterilmesini amaçlayan ‘Kekemelikten Kaçınmama’ yöntemidir. Kekemelikten kaçınmak veya yorucu konuşmak yerine kekemeliğin ortaya çıktığı veya çıkabileceği kelimelerde konuşma teknikleri kullanılır. Bu durumda ya kekemelik engellenir ya da kontrol edilir ve hafifletilir. Bunun ön koşulu ilk önce korkuları ve kekemeliğe karşı olumsuz düşünceleri kaldırmaktır. Sadece bu uygulamayla bile birçok kişide kekemeliğin ciddi düzeyde azaldığı görülmektedir. Ancak bilinmelidir ki her iki yöntem de kekemeliği tamamen ortadan kaldıramaz.

Her tedavi yöntemi her kekeleyene yardımcı olacak diye bir kural yoktur,  yöntemlerin uygunluğu kişiye göre değişebilir. Hipnoz, akupunktur, rahatlama çalışmaları, yardımcı teknik cihazlar ve psikoterapi gibi yöntemler kimi zaman sunulan tedavi olanaklarından bazılarıdır. Ancak bu yöntemlerde sadece kısa vadeli başarıların elde edildiği bilimsel araştırmalar sonucu tespit edilmiştir. Eğer kekemelik, ilgili kişiyi panik ve kendini dışlayıcı davranışlara sürüklerse psikolojik danışmanlık da konuşma tedavisine destekleyici olabilir.

Kekemelere Yönelik Davranışlar

Kekemelerle konuşurken birçok insan nasıl davranacağı konusunda tereddüte düşmektedir. Böyle bir durumda kekemeye; “rahat ol”, “derin nefes al”, “heyecanlanacak bir şey yok” gibi tavsiyeler vermek hiçbir işe yaramayacaktır. Dolayısıyla kekeme birine tavsiye vermek gereksizdir. Ayrıca kekeme üzerinde daha fazla baskı oluşturmamak adına genelde insanlar göz teması kurmamaya çalışır, oysa ki bu karşınızdaki bireyi küçümsediğiniz ve dikkate almadığınız izlenimini yaratması açısında oldukça riskli bir davranıştır. Kekemeler tarafından en rahatsız edici bulunan durum, her ne kadar iyi niyetlerle yapılsa da, kekemenin söyleyemediği kelimeleri tamamlamaya çalışmaktır. Bir kekemeyle iletişim sırasında anlayamadığınız kelime ve cümleler olabilir. Böyle bir durumda kekemeye soru sormaya çekinmemek, karşınızdaki kişiyi önemsediğini gösterecektir.